8 Şubat 2012 Çarşamba

Flaş


 Flash, Speedlight, Strobe

Fotoğrafçılık ışığı yönetmek ve kayıt etmekse; İyi fotoğraf çekebilmemiz için ışık kaynağını yönetebilmek mümkün olmalı. Dünyamızdaki en büyük ışık kaynağı Güneşi yönetmemiz mümkün olmadığına göre ışığımızı başka kaynaklardan elde etmeli yada başka kaynaklardan elde ettiğimiz ışıkla kaynağını yönetemediğimiz ışıkları yönetmeliyiz. Bu iş için en iyi yardımcımız flaşlardır. Doğal olarak bu arada yansıtıcı, yumuşatıcı yada kesici gibi yüzeyleri de unutmamak lazım. Bu malzemelerle doğal ışığı da yönetebiliriz, flaşlardan gelen ışığıda yönetebiliriz.
Peki nedir bu flaş dedikleri şey. Günümüzün elektronik flaşları yada elektronik flaş tüpleri bazende ingilizcede speedlihts yada strobe diye anılan malzeme; İçi xenon gazı ile doldurulmuş bir tüpe yüksek voltajda elektrik enerjisi boşaltılınca ortaya çıkan elektrik arkının kısa ışık patlamasıdır. Genellikle bu ışığın patlama süresi 1/1000 saniyedir.

Flaşlarda Güç Ölçümü Rehber Numarası ("Guide Number")

Bu bölümün bazı kısımları www.dijitalakademi.com sitesinden alınmış eklemeler yapılmıştır. Bütün flaşların gücü aynı değildir. Kimisi daha uzaktaki nesnelerin bile fotoğrafını çekerken gerekli ışığı sağlayabilir, kimi de ancak yakındaki nesneler için kullandığınızda işe yarar.. İşte bu "flaşın ışık yoğunluğu"nu ölçülebilir ve flaşlar arasında karşılaştırılabilir bir standarda oturtmak için "rehber numarası" denen bu numara kullanılır.
Rehber numarası her flaş modeli için deneysel olarak saptanır. Üretildikten sonra flaşla belli uzaklıktaki bir nesnenin fotoğrafı çekilir. Fotoğraf makinasının diyafram değeri kısılarak nesnenin fotoğrafı çekilmeye devam edilir, ta ki "doğru ışık ölçümü" sağlanana kadar. Doğru pozlama değerini sağlayan diyafram değerinin nesnenin flaşa olan uzaklığı ile çarpımı o flaşın "rehber numarası"dır. Genellikle GN harfleri ile gösterilir. Flaş GN numarası ne kadar büyük olursa flaş o kadar uzak mesafeler için kullanılabilir, daha kısa sürede yeniden dolar ve farklı flaş efektlerini daha verimli kullanmayı mümkün kılar.
      GN = f numarası x nesnenin flaşa olan uzaklığı
Fotoğrafçı, flaşı manuel ayarda kullanırken yapacağı iş flaşın rehber numarasını fotoğrafını çekeceği nesnenin uzaklığına bölmektir. Çıkan sonuç kullanılacak diyafram değerini verir. Aynı şekilde flaşın kullanmak istediğiniz diyafram değerinde aydınlatabileceği en uzak mesafeyi hesaplamak için de GN yi diyafram değerine bölmek yeterlidir.
GN numaraları belli bir ASA için verilir.. Fotoğraf marinasındaki ASA ayarı değiştikçe ya da makinaya farklı ASA değerinde bir film takıldığında ışık hassasiyeti değişeceğinden GN numarası da değişecektir. Manuel flaş kullanırken fotoğrafçının buna dikkat etmesi gerekir. ASA değeri bir stop yükseldiği zaman GN numarasını da 1.4 ile çarpmanız gerekir. ASA değeri bir stop azaldığı zaman da (örneğin 200ASA'dan 100ASA'ya) GN'yi 0.7 ye bölüp ondan sonra hesaplamalarda kullanmanız gerekir. 
Speedlight.net internet sitesinde yaptıkları testlerle piyasadaki bazı flaşların GN bir tablo haline getirmişler:



Flaş Uyum Hızı
Her fotoğraf makinasının flaşı kullanabileceği bir "en yüksek" perde hızı vardır. Bu daha eski makinalarda 1/60 ya da 1/125 gibi hızlarken bugün 1/250 hatta 1/500 lere kadar çıkmıştır. Fotoğraf makinanızın flaş uyum hızının üzerindeki hızlarda flaş kullanırsanız fotoğraf alttan kesilmiş olarak çıkacaktır

Bu durum tamamen mekanik nedenlerden kaynaklanır. Normal olarak sensörün önünde iki tane perde bulunur, siz deklanşöre basınca birinci perde yukarıdan aşağıya "düşerek" sensörün önünü açar, daha sonra ikinci perde yukarıdan aşağıya düşerek sensörün önünü kapatır. İki perde arasında geçen zamanda pozlama süresidir.  Ancak birinci perde aşağı düşerken bir yol katetmek zorundadır ve bunu belli bir sürede yapabilir (örneğin 36x24mm boyutlarında bir film söz konusu ise bu mesafe 24 mm dir). Yüksek hızlarda artık birinci perdenin aşağıya düşerken geçirdiği süre, sensörün ışığa maruz kalması gereken süreden fazla olmaya başlar. Örnek vermek gerekirse, 1/1000 gibi bir perde hızında birinci perde daha sensörün yarısına bile gelmeden ışık gören kısımlar 1/1000 süresine ulaşırlar. Buna çözüm olarak ikinci perde sensörü kapatmak için birinci perdenin sensörü tamamen açmasını beklemez. Onun yerine sensörün üst bölümü gerekli pozlanma zamanını doldurduğu anda ikinci perde düşerek sensörü kapatmaya başlar. Sensörün tamamı aynı anda pozlanmaz. Birinci perde bir yandan sensörü açarak ışığa maruz bırakırken öbür yandan ikinci perde yukarıdan sensörü kapatmaya başlar. Sensör ince bir şerit olarak pozlanır. Hem DSLR makinalarda, hem de analog SLR makinalarda aynı durum söz konusudur.

İşte birinci perdenin ikinci perde kapatmaya başlamadan önce sensörü tam olarak açabildiği en yüksek hız "flaş uyum hızı"dır. Bu hızın üzerinde çekilecek flaşlı fotoğraflarda flaş ışığı bütün kareyi pozlayamaz, çok kısa bir sürede patladığı için sadece fotoğrafın en üstünden bir şerit pozlanır. Flaş uyum hızının çok az üzerinde hızlarda bu kendini alt tarafta hafif bir kararma olarak gösterirken çok yüksek hızlarda fotoğrafın neredeyse tamamı ışık görmemiş sadece üstten ince bir şerit pozlanmış olur. 

Flaş kullanıldığında pozlama süresi sınırı yaklaşık 1/200 saniyedir. Geçmişte yavaş yanan tek patlamalı flaş lambaları yüksek hızlı eşlemeye izin veriyorlardı. Çünkü perde filim penceresinin tamamını geçip pozlayana kadar devamlı ışık veriyorlardı. M-sync denen bu eşlemede falaş lambası perde hareket etmeye başlamadan çakmalı. Elektronik flaş lambaları çok hızlı çaktıkları için ilk perde tamamen açıldığı ikinci perdenin harekete başlamasından önce çakmalı. X-sync denen bu eşlemedede flaş uyum hızı ilk perdenin hareketini bitirip ikinci perdenin başlamasından önceki andır. Pozlama hızı artıkça birinci perde tamamen sensörü yada filimi açmadan ikinci perde kapatmaya başlar gerekli pozlama yapılmaz. Bu sorunun çözümü elektroniğin gelişimi ile çözülmüştür. Buna yüksek hız senkronizasyonu denmektedir. Alt başlıkta geniş bir şekilde açıklamaya çalıştık. Yüksek flaş uyum hızının avantajı, hareketi dondurmak için flaş kullanılabilmesine imkan sağlamasıdır. Diğer avantajı da flaşın gün ışığında "dolgu flaş" olarak kullanılması istendiğinde daha yüksek perde hızlarına izin vereceğinden fotoğrafçının diyaframla oynayarak  net alan derinliği kontrolünde daha özgür olmasını sağlar.

 
Yüksek Hız Eşlemesi (High Speed Sync, FP)
Flaş uyum hızının üzerindeki hızlarda flaş kullanabilmek için "yüksek hız eşlemesi" (High speed sync) denen bir özellik kullanılır. Bu özelliğin kullanılan flaş ünitesi tarafından desteklenmesi gereklidir. Yüksek hız senkronizasyonu seçildiğinde flaş bir kere değil birden fazla kere patlayarak sensorün o anda ışık gören her yerinin pozlanmasını sağlar. Sensör yüksek hızlarda bütün olarak değil de bir şerit halinde ışığa maruz kalmasına rağmen flaş bunu hesaplayarak çok kısa aralıklarla birden fazla patlayarak sensörü tam olarak pozlar.  Bu durum çok kısa bir süre içinde olduğu için insan gözü algılayamaz, flaş yine bir kere patlamış gibi görünür.
Yüksek hız senkronizasyonu özelliği yüksek perde hızlarında dolgu flaş kullanımına olanak sağlar. Ancak yüksek hızlı hareketi dondurmak için kullanılamazlar, çünkü perde açılırken flaş birden fazla patlar ve harekette kesikliğe neden olur. Bazı flaşlarda yüksek hız senkronizasyonu FP (Focal Plane) olarak da gösterilir.
Bu özelliğe sahip flaşların kamera ile iletişim kurması gerektiğinden bu amaca uygun özellikleri olan kameraler gerekmekte. Yüksek hızlı eşlemedeki çoklu patlama falaşın GN (katalog numarası) ciddi azalmaya sebep olur. (s=pozlanma hızı t=perdenin başatan sona gidiş süresi, Katalog numarsı √s / t kadar azalır. Örneğin GN=100 olan bir flaşta 1/2000 pozlama süresinde GN=32 olur.)

Bu yazımızda genel olarak flaşların gücü ve eşlemesi ile ilgili teknik bilgiler vermeye çalıştım. Devamı gelecek!



7 Şubat 2012 Salı

Strobist


David Hobby Strobist Uygulamasında
 Son yıllarda dijital devrimle beraber fotoğrafçılık ile ilgili ekipmanların teknolojileri çok gelişti. Bu gelişmeye paralel olarak da fiyatlarda düştü. Şu anda 20-25 yıl önce profesyonel ekipmanların sahip olmadığı özelliklere sahip fiyatları da pek çok insanın rahatlıkla alabileceği düzeyde pek çok ekipman var.

Aydınlatma ile ilgili gelişmelerde aynı. Günümüzde son derece güçlü, küçük, fotoğraf makineleri ile iletişim kuran, mercekten geçen ışığı ölçerek patlama düzeyine otomatik karar veren flaşlar var. Bu flaşlar pille çalıştıkları için stüdyo flaşlarına göre daha mobilliler. Bir kaç tanesini beraber çalıştıracak teknolojiler içerdikleri için güç probleminde yaratmaz hale gelince bazı fotoğrafçılar bu kafa flaşlarını makinalarından ayrı kullandıkları aydınlatma çözümleri yaratmaya başladılar. Bu fotoğrafçılar fotoğraf dünyasında “strobist” olarak anılıyorlar. Bu terimi ilk defa Fotoğrafçı Davit Hobby kullanmıştır. Kedisinin strobist isminde bir bloguda vardır. Amerika da strobist aydınlatma ile ilgili seminer ve kurslar vermekte.

Ülkemizde de hızla yayılan bir akım. Facebook da  2012 Şubat itibariyle 200 kişilik bir eğitim grubu bile var. Kimin kontrolünde bilmiyorum ama doğru dürüst çalışmayan Strobist Türkiye diye bir web siteside var.

Strobist Ekipmanları

Strobistler genellikle kafa flaşlarını ışık ayaklarının üzerine takabilecekleri basit aparatlarla flaşlarını ayağa taktıktan sonra ışığı yönetmek üzere şemsiyeler veya softboxlar kullanıyorlar. Flaşları tetiklemek içinde optik yada radyo tetikleyiciler kullanıyorlar. Şemsiye mi softbox mı, hangi ayak, nasıl tetiklemeli ayrı bir başlık olacak!


Eskiden filimli makine kullandığımız zamanlarda flaş çok yaygın ve ucuz değildi. Bu yüzden ışığın az olduğu ortamlarda fotoğraf çekmek oldukça zordu. Hatta o dönemde üçayak kullanmak da yaygın değildi. (Belki de yaygındı fakat biz çok genç olduğumuz için bütçemiz kapsamıyordu) Orta okuldaki fotoğrafçılık dersinde evde akşam lamba ışığında B ayarında (B ayarında perde deklanşöre bastığınız sürece açık kalır.) sekize kadar sayarak fotoğraf çekmeyi öğrenmiştik. Bu konunun tamamen hareketsiz olması hatta insanların nefes bile almaması demekti. Sonra kompak makinelerin bile üzerinde şimdiki flaşlar ile karşılaştırmak mümkün olmayan flaşlar gelmeye başladı. Filim döneminde beyaz ayarı sorunu da olmayınca flaşla fotoğraf çekmenin dayanılmaz kolaylığını kullanmaya başladık. Emektar FED 4 bırakıp dijitale geçinceye kadar flaş kolaylığından dolayı kompak makine kullanmayı tercih etmiştim.

Dijital teknoloji kullanmaya başlayınca ilk satın aldığım uyduruk dijital makinada flaşının çok güçsüz olması ve bozulan beyaz dengesinden dolayı ve kırmızı gözlerden çok sıkıntı yaşamıştım. Ardından aldığım Nikon Coolpix 5700 ile bu sorunları aşmıştım. Daha sonra Nikon D70s ve SB600 flaş ile çok rahat etmiştim.

Şemsiye ile strobist çekim örneği
 Ardından şemsiye kullanmaya başlayınca elde ettiğim yumuşaklık ve aydınlanma mükemmeliyeti çok hoşuma gitti. Bende strobistleri izlemeye başladım!